Geleneksel derin beyin stimülasyonu yıllardır Parkinson hastalığının belirtilerini hafifletmek için kullanılıyor. Ancak bu yöntem herkes için etkili olmayabiliyor ve bazı hastalarda yan etkilere yol açabiliyor. Şimdi, yeni bir teknoloji olan adaptif derin beyin stimülasyonu sayesinde Parkinson hastalarına daha hassas ve kişiye özel bir tedavi sunulabiliyor.
Tıpkı kalp pili gibi çalışan derin beyin stimülasyonu, beyne sürekli olarak elektrik sinyalleri göndererek Parkinson semptomlarını hafifletmeye çalışır. Ancak geleneksel yöntem, hastanın anlık ihtiyacını göz önünde bulundurmadan sabit bir uyarım uygular. Adaptif sistem ise beynin elektriksel aktivitelerini gerçek zamanlı olarak takip ederek sadece gerektiğinde uyarım sağlar. Bu sayede hem daha etkili hem de yan etkileri azaltılmış bir tedavi imkanı sunar.
Bu alanda öncü çalışmalara imza atan nörolog Helen Bronte-Stewart, yıllardır Parkinson hastalığında beyin dalgalarının nasıl bozulduğunu ve nasıl düzeltilebileceğini araştırıyor. Onun liderliğindeki geniş çaplı uluslararası klinik denemeler sonucunda geliştirilen adaptif derin beyin stimülasyonu teknolojisi, kısa süre önce ABD Gıda ve İlaç Dairesi tarafından onaylandı.
Derin beyin stimülasyonu nasıl çalışır?
DBS, Parkinson hastalığında bozulmuş beyin devrelerine elektrik sinyalleri göndererek bu devrelerin normal şekilde çalışmasını sağlamaya yönelik bir tedavi yöntemidir. Sistemin temel bileşenleri şunlardır:
- Elektrotlar: Beynin belirli bölgelerine yerleştirilerek elektriksel uyarım sağlar.
- Bağlantı kabloları: Elektrotları göğüs bölgesine yerleştirilen pil ile bağlar.
- Pil (jeneratör): Göğüs altına cilt altına yerleştirilir ve elektrik sinyallerini üretir.
Adaptif derin beyin stimülasyonu ile gelen devrim
Parkinson hastalığında en önemli beyin sinyallerinden biri beta dalgalarıdır. Beta dalgalarının aşırı aktif olması, hastalığın temel belirtilerinden biri olan hareket bozukluklarını tetikler. Geleneksel DBS, beta dalgalarını sürekli olarak baskılayarak bu belirtileri azaltmaya çalışır. Ancak bu yöntem, beyin aktivitesinin gün içindeki değişimlerini göz önünde bulundurmaz.
Adaptif DBS (aDBS) ise, beynin elektriksel aktivitelerini anlık olarak takip eder ve yalnızca beta dalgaları belirli bir seviyenin üzerine çıktığında devreye girer. Böylece beyin için daha doğal bir ortam sağlanmış olur. Bu teknoloji tıpkı gelişmiş bir kalp pili gibi çalışarak, yalnızca gerektiğinde elektrik sinyali gönderir.
Bu yeni nesil sistem sayesinde:
- Tedavi daha kişiselleştirilmiş hale gelir. Hastanın beyin aktiviteleri sürekli olarak izlenerek en uygun uyarım seviyesi belirlenir.
- Yan etkiler azalır. Gereksiz elektriksel uyarımlar engellenerek istenmeyen etkiler en aza indirilir.
- Pil ömrü uzar. Daha az enerji tüketimi ile cihazın değiştirilme ihtiyacı geciktirilir.
Peki, bu teknoloji Parkinson hastaları için neden bu kadar önemli? Parkinson hastalığında hareketi düzenleyen beyin devreleri düzensiz sinyaller üretir ve bu durum titreme, kas sertliği ve hareketlerde yavaşlamaya neden olur. Bilim insanları, bu düzensizliğin beta dalgaları adı verilen beyin sinyallerindeki anormalliklerden kaynaklandığını keşfetti. Geleneksel yöntem beta dalgalarını sürekli olarak baskılamaya çalışırken, yeni teknoloji beynin doğal ritimlerini takip ederek yalnızca gerektiğinde müdahale eder.
Helen Bronte-Stewart ve ekibi, yıllar süren çalışmalar sonucunda Parkinson hastalarının hareketlerini hassas bir şekilde ölçebilen sistemler geliştirdi. İlk aşamada, akıllı saat gibi cihazlarla titreme seviyelerini takip eden sistemler kullanıldı. Ancak son gelişmelerle birlikte, doğrudan beyindeki beta dalgalarını analiz eden ve stimülasyonu buna göre ayarlayan bir teknolojiye ulaşıldı.
FDA onayı sayesinde, artık ABD’de derin beyin stimülasyonu cihazı kullanan Parkinson hastaları bu yeni teknolojiye erişebilecek. Önümüzdeki dönemde, bu sistemin daha fazla hastaya ulaşması ve tedavi süreçlerinde önemli bir dönüşüm sağlaması bekleniyor.
Sağlık teknolojilerindeki bu gelişme, Parkinson hastalarının yaşam kalitesini artırma konusunda büyük bir adım olarak görülüyor.
Haberin kaynağı için tıklayınız.
Daha Fazla Benzer Haber İçin BIOSSCOPE